HAKİKİ ROMANTİZMİN PEŞİNDE
Yeni sezona dair öngörüler iyice şekillenmişken, moda sektörünün de temel ihtiyacının temiz bir sayfa olduğu hissiyatı giderek somutlaşıyor.
2024’e ısınma turları attığımız ama 2023 ile tümüyle vedalaşamadığımız, yılın tam o dönemindeyiz. Yeni sezona dair öngörüler iyice şekillenmişken, moda sektörünün de temel ihtiyacının temiz bir sayfa olduğu hissiyatı giderek somutlaşıyor. Çoğu moda markası, İlkbahar-Yaz 2024 sezonuna ait kampanya tanıtım takvimini yine yeniden güncelleyip, yeni yılın başına çekme kararı aldı. Normalde yılın bu döneminde sahnede olan ve Sonbahar- Kış ve İlkbahar-Yaz koleksiyonları arasında sorbe işlevi gören Resort koleksiyonları, markalar için artık destinasyon defileleri merkezinde şekillenen bir garnitüre dönüşmüş durumda. Peki, momentumu sadece yenilik olan bir sektörün, yeni sezon ideallerini hangi fikirler şekillendiriyor?
Merriam-Webster, yani Amerika’nın en eski sözlüğü, 2023 bitmeden iki ay kadar önce yılın kelimesinin “authentic” olduğunu duyurmuştu. İster istemez 2024 diyalektine de yansıyacak sözcüğün, moda tasarımlarında da izdüşümleri olacağı aşikar. Tekerrür etme konusunda özel bir repütasyona sahip sektör için, özgün olmanın formülü bugüne kadar çoğunlukla aykırı olmaktan geçti. Bu aykırılık güdüsünü genelde tetikleyense, her daim sanat, müzik ve tasarım gibi farklı disiplinler oldu. Bu sebeple 2024 için oluşturulmuş ve salt modaya adanmış bir trend raporu yerine, konuya farklı bir alandan giriş yapmak ve sonrasında yeni sezon tasarımlarından örneklerini toplamak, daha “otantik” bir intro olabilir gibi geliyor.
Yeni Romantiklerin adını hiç duymuş muydunuz? Müzisyen ve tasarımcılardan oluşan ve 70’lerin sonunda ortaya çıkan bu alt kültürün, Thatcher dönemi İngiltere’sinin depresif ruh haline bir tepki olarak doğduğu söylenebilir. İsmini 18. ve 19. yüzyılın klasik romantik döneminden alan grup, estetik anlayışlarını David Bowie, Elton John ve Freddie Mercury’nin öncülük ettiği glam rock ile harmanlıyor. Cinsiyet kalıplarını radikal biçimde sorgulatan kıyafet, saç ve özellikle makyaj seçimleri ile öne çıkan yeni romantikler, temelde dualiteden besleniyor.
BBC’nin “The New Romantics” adlı belgeselinde gruba mensup moda tasarımcısı Stephen Linard’ın bahsettiği gibi, çoğunlukla Selfridges’ın makyaj bölümündeki markaların standlarında ücretsiz olarak yaptırdıkları deneysel makyajlar, Yeni Romantiklerin çehresini belirleme konusunda belirleyici bir rol oynuyor. Romantizm, en çok beyaz pudralanmış teatral cilt ve ekstrem göz makyajları, yüzlere çizilen kalp motifleri ve saçlarda kullanılan kurdeleler vasıtasıyla kendini hissettiriyor. Bu seçimler gerek sosyolojik, gerekse politik olarak karanlık bir dönem için
çok şey ifade ediyor. Özellikle ülkenin cinsiyet politikasının AIDS krizi ile dozunun arttığı 80’lerin başında kreatif üretim yapan kesim için bu look, aslında bir tür zırh işlevinde. Grubun kendisini rahatlıkla ifade edebildiği alanlar ise çoğunlukla Billy’s ve The Blitz gibi underground gece kulüpleri oluyor.
Döneme hakim punk anlayışının haşinliğine de bir tepki niteliğinde olan bu alt kültürün İngiltere’nin romantik dönemindeki kıyafet seçimlerinden etkilendiğini ve gender-fluid bir bakış açısına sahip olduğunu söylemek mümkün. Temelde, modayı var olan kalıpları sorgulamak ve fikirlerini somutlaştırmak için kullanıp, fırfırlı gömlekleri androjen takım elbiselerle tamamlayabiliyorlar. Vivienne Westwood, her ne kadar bir punk tanrıçası statüsünde olsa da, akımın 80’lerde popülerleşmeye başlaması tasarımcının başka “aykırı” estetik anlayışlarının arayışına girmesine sebebiyet veriyor. 1981 yılında ilk kez bir defile ile tanıttığı “Pirate” koleksiyonu, Westwood için bir milad. 17. ve 18. yüzyılın portreleri ve siluetlerine olan ilgisi ve yeni romantiklerin özgün teatral görünümleri, tasarımcının bol paçalı ve çizgili Bucaneer pantolonlar ve dökümlü gömlekler merkezinde bir koleksiyon tasarlamasına yol açıyor. Koleksiyonda ilk kez tanıtılan tokalı süet çizmeler, Westwood’un bugün hala en çok bilinen tasarımları arasında. Teatral olan her şeye bayılan yeni romantiklerin de bu kostüm gibi tasarımları benimsemesi uzun sürmüyor. Özellikle koleksiyondaki korsan şapkaları, grubun kısa sürede üniformasına dönüşüyor. Uzun lafın kısası, yeni romantikler, punk estetiğinin aykırılığının yeni bir forma evrilmesi ve modada 80’ler boyunca devam eden aşırılığı özümsemek için hatırlanmayı hak eden bir grup.
Dazed & Confused, 2024 güzellik öngörülerinde yeni romantikleri yad edeceğimizi düşünüyor ve aslında bu fikir İlkbahar-Yaz 2024 koleksiyonlarında da kendini hissettiriyor. Greta Gerwig’in Barbie filminin etkisiyle geçtiğimiz seneye hakim olan “Girlhood-core” estetiğinin toz pembeliğinden çıkmak için dünya genelinde çokça sebep var. Romantizmin etkileri yeni sezonda sürecek olsa da, tıpkı yeni romantiklerinki gibi daha reaktif ve alt metni olan bir hale dönüşeceğine dair kanıtlar ise en çok Londra Moda Haftasından toplanabiliyor.
Sarah Burton, 26 yıl sonunda Alexander McQueen için tasarladığı son koleksiyonu; kadın anatomisine, 1. Elizabeth’e, sanatçı Magdalena Abakanowicz’e ve kırmızı güle adadığını basın açıklamasında sıralıyor. Abakakowicz de 60’lar ve 70’lerde dokuma heykelleri ile daha önce benzeri görülmemiş, aykırı kabul edebilecek işlere sahip bir isim. Markanın kurucusu Lee McQueen’in tasarımları aracılığıyla her daim kadınları güçlendirmeye çalışması ile örtüşen bir sanatçı. Burton, İlkbahar-Yaz 2024 koleksiyonu ile McQueen’e veda ederken, markanın özüne olan sadakat yeminini güçlü semboller aracılığıyla yapıyor. Gerek kıyafetler gerekse takı tasarımlarında kullanılan gül figürü ise siyah ve beyaz gibi renklerle birleştirilerek daha reel bir romantizm anlayışı sunuyor.
Simone Rocha da yeni sezon tasarımlarını benzer bir strateji ile tasarlıyor. Kurdeleler ve pastel renkler, Central Saint Martins mezunu Rocha’nın elinden çıkınca yeni nesil bir romantizm anlayışı sunma konusunda moda sahnesinde farklı bir yere sahip. “The Dress Rehearsal” isimli İlkbahar-Yaz 2024 koleksiyonu ise tasarımcının kendine has orantı anlayışı ile romantizm yeniden yapılandırıyor. 3 boyutlu gül figürleri ve kurdeleler, monokrom ve gri renk paleti ile birleştiğinde algıları açık bir romantiklik vadediyor. Pastellerle gözleri boyamadan, var olan kalıpları sorgulamaya meyilli olduğu sürece tüm romantiklere 2024’te de kapımız açık!