GUSTO DERLEMESİ
Yes chef, ya da Stanley Tucci mi demeliydik? Hangi tonda sesleneceğinize Taste: My Life Through Food’u okuduktan sonra karar verin.
Her birimizin damak tadı farklı ancak bunu zamanla geliştirmek mümkün. Gastronomi ile olan kişisel ilişki, bir tür zaman yolculuğuna benzetilebilir. Ne kadar çok yer gezer ve farklı lokasyonlarda çeşitli lezzetleri keşfederseniz tat skalanız da bir o kadar genişliyor. Öte yandan bu süreçte şahsi olarak kendinize koyduğunuz tadım kurallarını da kırmanız olası. “Asla yemem.” cümlesi bahsi geçen geliştirilmekte olan tat duyusuna ters düşse de, biz yine her görüşe saygı duyuyoruz. Evrensel etkileşimin akabinde, kişisel bir unsur olan damak tadına güvendiğimiz isimler de yok değil. Direkt olarak aklınıza gelen şef ya da gurmeleri bir kenara bırakın zira Stanley Tucci’nin yemek takıntısı ile ilgili söyleyeceklerimiz var.
Oyuncunun İtalyan kökenli Amerikan bir ailede büyümüş olması, yemek kültürünün aslında standardı olarak kabul edilen fakat günümüzde çok da uygulayamadığımız bir arada olma nosyonuyla eşleşiyor. Lezzet, yemek ve yaşam trio’sunun kesişiminde, özellikle filmlerde görmeye bir hayli alışık olduğumuz tipik İtalyan-Amerikan aile sofralarının bir yansıması olarak da oyuncunun Taste: My Life Through Food isimli yeni kitabını gösterebiliriz. Bununla birlikte Stanley Tucci’nin Big Night ve Julie & Julia için yapmış olduğu hazırlıklar ve çekim anekdotları da içerikteki yerini alıyor. Yemek yemeninin sadece temel bir ihtiyaç olmadığına değinen kitap sonrası bir yemek daveti düzenlemek kaçınılmaz görünüyor.