PATEK PHILIPPE NAUTILUS
Spor çeliklere getirilen Patek Philippe yorumu: Nautilus.
1970’lerdeki değişiklik ihtiyacı yüksek saatçiliği farklı tasarımlara ve materyallere yönlendirmişti. Audemars Piguet’nin açtığı kapı birçok büyük ve küçük çaptaki üreticiye ilham olmaya yetmişti. Patek Philippe, Vacheron Constantin, Girard Perragaux bu manüfaktürler arasında başı çekenlerdi. Her biri kendi tarzını yaratırken Patek Philippe de aynı yola gitti, ancak onun yarattığı model spor ve çelik sıfatlarıyla yetinmeyecek bir zarafete de sahipti. Sektörün birkaç başka üreticiyle birlikte ayakları yere en sağlam basan temsilcisi olan Patek Philippe Nautilus’de daha makul bir çizgi tutturmuştu. Koleksiyonun muadili sayılan serilere oranla kurguya daha açık bir yapıya sahipti ve zaman içerisinde eklenen komplikasyonlar aynı dönemde çıkan model gruplarına oranla Nautilus’de sanki onun saf bir parçası gibi duruyordu. Kayış tercihleri, kadran renkleri ve moonphase gibi komplike bileşenler Nautilus’un 1976’daki ilk haline çok iyi uyum sağlıyordu. Fotoğrafını gördüğünüz Ref.5726 ne demek istediğimizi çok net anlatan bir parça. 6 pozisyonundaki moonphase alt kadranı ve onu çevreleyen 24 saatlik zaman dilimi göstergesi, 12 konumunda yer alan, günü ve ayı belirten dörtgen hazneler kadrandaki yatay çizgilerin yarattığı efekti hiç bozmadan işlevlerini yerine getiren elementler. 40.5 mm’lik paslanmaz çelik kasa ile Nautilus bileziği tasarımı bütünleyen diğer etmenlerin bir parçasıyken otomatik kurmalı ve 45 saatlik güç rezervi bulunan manüfaktür kalibre 324 S ise modelin Patek Philippe standartlarını yakalaması için gereken son dokunuşu yapan öge. QP Türkiye’nin özel Icon seçkisiyle ilgili daha fazla bilgi için bizi takip etmeye devam edin.