37. SAYI ÇIKTI

  • 91 SHARES

QP Türkiye’nin yeni sayısı çıktı. Kapağında, Rolex denince içgüdüsel olarak akla gelen keşif ilişkilendirmesine odaklanıp, Rolex’in Oystersteel çelik kasa ve bilezikli Explorer II modelinin, sanatçı Kit Russell tarafından yorumlanmış versiyonuna yer veren 37. sayıya info@qpmagtr.com adresine e-mail atarak ulaşabilirsiniz.

Coğrafi keşif ekiplerinin yerlerinde bugün solo yolculuklar, maceraperest denemeler ya da ekolojik farkındalığa odaklanan kampanyalar var. En azından birtakım sponsorluklar üstlenen markalardan duyduklarımız bu yönde. Malum, yeryüzünü karış karış keşfettik ve de açıkçası biraz mahvettik, şimdi de kurtarmaya çalışıyoruz. Böyle düşününce, aslında bu kalabalık enformasyon ağının içerisinde, hangi “modern keşif gezisinin” özünde maalesef sadece pazarlama kaygısı taşıdığı ve öte yandan hangi fikrin gerçekten sağduyulu bir kontekst ile yeşerdiğini ayırt etmek zor olabiliyor. Bizim de bu noktada, okuyucu olarak sizin kadar arada kaldığımız anlar oluyor, ama bugün güven skalasına baktığımızda ilk gördüğümüz hiç şüphesiz Rolex olduğundan, 37. sayımızın kapağında, Explorer II’yu görüyorsunuz. Kapak konusunda Chris Hall bizim için hem Watches & Wonders’da tanıtılan yeni Explorer koleksiyonunu tasarımsal olarak inceliyor; hem de marka olarak gerçek bir çevreci nasıl olunur, onu irdeliyor. Rolex bizce, destek verdiği programlar vasıtasıyla, çevremizi daha iyi anlamaya çalışmamızı sağlıyor. “Çevre” felsefesinde benzer bir yaklaşımda olan Giulio Cappellini de bu sayımızda yer alıyor: Tasarımları çevrelerini iyileştirdiğinde mutlu ediyor onu. Güzel ve fonksiyonel objelerin yerinde, insanların mutlu olup hayal kurabilecekleri atmosferler görüyor. Kısacası biz bu sayıda, esasen üretimlerini kalpten desteklediğimiz felsefeleri bir araya getiriyoruz. Açık havada sanat deneyimini, sinemaya gitme ritüelini, meditasyon gibi gördüğümüz hiking konseptini, güneş gözlüklerinin beraberinde taşıdığı klas ruh halini, kitap koleksiyonerliğinin değerini ve belirtmeden geçemeyeceğim, evi süpürmeyi keyife dönüştüren Dyson’ı… Hiçbirinin neslinin tükenmemesini diliyoruz. (Fark ettiyseniz, evet, NFT’den bahsetmedim.)