22. SAYI ÇIKTI
QP Türkiye’nin yeni sayışı satışa çıktı. İçinde modernizasyon meselesinin yüksek saatçilikte sağlamasını yapan Jaeger-Le Coultre’un yeni Polaris serisi ve kapsamlı bir mimari dosyayı barındıran 22. sayıya Ocak ayının üçüncü haftasına kadar seçkin kitabevlerinden ulaşabilirsiniz.
Yeni cephe görüntüsüyle QP’ye hoşgeldiniz. Takiben, “tazelenen” sayfa tasarımlarıyla da karşılaşacaksınız. Son birkaç aydır üzerinde çalıştığımız bu yeni format, her zaman dikkat ettiğimiz nitelikli makale ve görsel standartımızı daha modern bir biçimde ön plana çıkarmayı amaçlıyor. Farklı kumlarda yürüdüğümüz yeni dergide, içeriksel karakterimiz de tipolojimiz kadar net. Bu yüzden saat koleksiyonerlerinin ve saate -dolayısıyla zanaate- meraklı kimselerin ilgisini çekebilecek lifestyle perspektifimizi, 22. sayı için çoğunlukla mimariye odakladık ve bu minvalde çeşitli dosyalar hazırladık. Bize Paris’ten her ay yazı gönderen Serra, bu ay ortaya kapsamlı bir Tadao Ando portresi çıkarttı; mimar Cem Kocacıklıoğlu, Japonların nefes alan mimariyi keşfini kaleme aldı; Sou Fujimoto, işlerinde bireyin özgürlük anlayışını değiştirmeye çalıştığını anlattı; konular editörümüz Kristin ise, tarihte şehir içi yerleşimin kodlarını değiştiren kült binalar ile toplu konut kavramını irdeledi. Kısacası, bu kez, Japon kültüründe, mimarinin çevresiyle maddi olarak etkileşime girmekle kalmadığı, çevresinin “moleküler” kompozisyonuyla asamblajlar oluşturduğuna kafa yorduk.
Fakat mimari odağımız ilginizi çekmediyse, Simon de Burton’ın, Land Rover’ın lüks SUV segmentinde edindiği etkileyici konumu 70 yıl sonra aynı argümanla değerlendirip/ değerlendiremeyeceğimizi sorgulayan yazısına doğru ilerleyebilirsiniz. (Simon bu makaleyi QP Türkiye için yazdı.) Veya konular direktörümüz Utku’nun beyaz gömlek valörüne saklanan renksizlik politikasını açıkladığı moda araştırmasına… Bu sırada söyleşi paletimizi artırdığımızı da fark edebilirsiniz. Zira az evvel bahsettiğim Sou Fujimoto’nun yanı sıra, Christie’s ile saat koleksiyonunu kitaplaştıran Sandro Fratini, bize koleksiyonerliğin gerektirdiği tutku nüansını izah etti; ofisinde ziyaret ettiğimiz sevgili Haldun Dostoğlu bizimle Galeri Nev İstanbu’un 32 yıllık sanat parkurunu paylaştı. Birkaç paragrafta alıntılamaya çalışarak ortaya koyduğum bu literatür taraması, aslında yeni QP’yi nakledemiyor. Siz en iyisi hiç vakit kaybetmeden bence sayfalara buyurunuz. Ama söylemeden bitirmeyeyim; Documenta 11’den aldığımız kitabın içine iskelet kadranlı saatleri sakladığımız çekim, hafızamda hiç şüphesiz QP’nin 22. sayısı ile özdeşleşiyor.