Angelus’un Yeniden Canlanış Hikayesi
Uluslararası koleksiyonerlerin sevgilisi Angelus, 1970’lerin sonunda, Quartz krizinin azizliğine uğradı ve piyasadan kayboldu… Şimdiyse tekrar sahneye çıkıyor.
Sebastien Chaulmontet, 20 yılı aşkın bir süredir Angelus kronografları biriktiriyor. Bu yüzdendir ki, 2011 yılında telefon çaldığında, satacak ilginç bir şeyi olduğunu söyleyen birinin aramasına şaşırmamıştı. İlk moon phase kronograflardan birine sahip Chronodato Luxe müydü, yoksa Angelus’un 1957’de yaptığı, nadir bulunan çeyrek dakika tekrarlayıcısı olan kol saati “Tinkler” mıydı? “Hayır, hayır,” dedi hattın diğer ucundaki ses. “Ben size markayı satmak istiyorum.”
Chaulmontet, fanatik bir kronograf koleksiyoneri olmasının yanında, Arnold & Son’ın sahibi olan ve birçok büyük markaya mekanizma tedarik eden La Joux-Perret üretim atölyesinin başındaki isimdi. Chaulmontet bir hafta sonra, La Joux-Perret’nin CEO’su Frederic Wenger’i, Angelus’u yeniden canlandırmaya ikna etmişti bile.
“La Joux-Perret olarak, kadranı Angelus saatleri kendi mekanizma kataloğumuzla birleştirip sunabilirdik. Fakat tamamen farklı olmasını istedik ve bu nedenle yepyeni bir şey tasarlamaya başladık.” Sonuç, ilk kez Baselworld’de seyirci karşısına çıktı: U10 Tourbillon Lumière. 63 mm’ye 38 mm boyutlarında, yalnızca zamanı gösteren manuel kurmalı bu dikdörtgen saat, dead-beat saniyeye ve bir dakikalık flying tourbillon’u gözlemlemeyi sağlayan kocaman bir bölmeye ev sahipliği yapıyor. Hakkındaki ilk izlenimler tartışmasızdı: Çoğu insanın Angelus deyince aklına gelen konsepte hiç benzemiyordu. Chaulmontet, “Birçok kişi gördüğüne şaşırdı,” diyerek hak veriyor ve ekliyor: “Bunun Angelus’un tarihini bilmediğimizden kaynaklandığını düşündüler ama bundan daha yanlış bir önerme olamaz.” Chaulmontet haklıydı, Angelus hep son derece yenilikçiydi. “1957 yılında yaptıkları otomatik, su geçirmeyen repeater’ları zamanın o kadar ilerisindeydi ki, adı neredeyse şirketin önüne geçmişti. Ben de teknik anlamda 80 yıl önce yapılabilecek bir şey üretmek istemiyorum, şu anın en iyi teknolojisini istiyorum. Angelus’u da en modern ve inovatif haliyle sunduk. ”
Bu düşünceler, in-house mekanizmaların ve ihmal edilmiş komplikasyonların (özellikle dead-beat saniye) üretimindeki sağlam temellerle birleştiğinde, sonucun sürpriz olması gayet normal. Yedi safir pencere, lineer güç rezervi göstergesi ve Dieter Rams ile Achille Castiglioni’nin endüstriyel tasarımlarından ilham alan tarzı ile U10, koleksiyonerlerin göz bebeği olan Angelus kronograflarından tamamıyla farklı bir yönde ilerliyor. Ama seyahat saatleriyle (marka bu alanda da isim yapmıştı) daha fazla benzerlik taşıyor.
U10’in geldiği yerde hem tarz hem horoloji anlamında daha pek çok şey var. Yılın ilerleyen zamanlarında U10’e katılacak ve daha sonra Urban koleksiyonunu oluşturacak iki model daha göreceğiz. Bunlardan biri otomatik flyback rattrapante kronograf olacak, ayrıca tourbillona da yer verilecek.
2016, Chaulmontet’ye göre Angelus püristlerini memnun edecek bir seri olan Heritage’ın piyasaya sürülmesine ve iki yeni Urban modeline daha tanıklık edecek. Kendisi bu seriyi “modern dokunuşlu Art Deco” diye tanımlıyor. Her saatte yeni in-house mekanizmalar kullanılacak, bu da yeniden doğan markanın konumlandırılmasında önemli rol oynuyor.
“Reklama ayrılan büyük bütçe ve ilk günden itibaren binlerce saat yapabilme kapasitemizle, Angelus’u bir dönem olduğu gibi yine büyük ölçekli bir marka olarak yeniden piyasaya tanıtabilirdik” diyor Chaulmontet ve ekliyor, “Fakat dürüst olmak gerekirse şimdi yaptığımız daha ilginç.”
ANGELUS’UN TÜRLÜ YENİLİKLERİ
1891 yılında Le Locle’de, Albert ve Gustav Stolz tarafından kurulan Angelus’un ilklere imza atması uzun sürmedi. Bu geleneğini de yıllar boyunca devam ettirdi.
Angelus, İkinci Dünya Savaşı sırasında görme engelliler için minute repeater’a sahip bir cep saati üretti. Ayrıca 1930 yılında, yalnızca 32 mm’ye 21 mm, yani 10.5 linye boyutlarındaki gelmiş geçmiş en küçük 8 günlük mekanizmayı geliştirdi. (Bu rekor hala egale edilmedi.)
1940’larda Chronodato adında çıkardığı takvimli kronografı, dijital tarih göstergeli kronograf Chrono-Datoluxe izledi. Bu iki saat, seri üretim saatler için ilkti ve ardından, ismi zekice düşünülmüş, tarih ile alarmı birleştiren ilk saat Datalarm, 1956 yılında tanıtıldı. İki yıl sonra Angelus, yalnızca 100 adet yapılan, su geçirmeyen otomatik repetear Tinkler kol saatini sundu. Angelus, kendi saatlerinin dışında diğer markalara da mekanizma tedarik etti. Herkesin bildiği gibi, 1939 yılında Luminor’ı donatan ve şimdilerde modelin imzası haline gelmiş olan saat 9 yönünde bulunan küçük saniye sayacını yaratan Angelus, Panerai’nin ilk mekanizma tedarikçisiydi.