KARAKTER TAHLİLİ, CARROLL SHELBY

Amerikalı otomobil tutkunu bir efsane olmayı nasıl başardı?

Otomotiv sektöründe üreticilerin önemi büyük, ancak bu durumun arkasında yatan sebep sunulan marka kimliklerinde gizli. Marka kurucuları ilk gün yarattıkları kişilikleriyle insanlara bir yenilik ve hizmet sunuyor. Söylenen sözler ya da yakalanan başarılar bunun devamlılığını sağlıyor, hemen herkesin hayalinde bir Ferrari’nin yatmasının sebebinin Schumacher ya da kırmızı renge olan tutku olduğunu zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Sebep Enzo Ferrari ve “Otomobil değil, hayal satıyoruz.” demeci. Enzo’nun bu deyimi süregelen kültürün en büyük destekçisi, ancak Enzo kadar olmasa da sektörün önemli bir ismi daha var; Carroll Shelby.

1950’lerde Aston Martin ve Maserati için yarışmadan önce Shelby havacılık mühendisi olma şansına sahipti, ancak savaş onun okulunu bitirmesini engelledi ve hava kuvvetlerine girmesini sağladı. Savaştaki yardımcı pilotluk görevinden sonra uçaklarda yakaladığı hız tutkusunu amatör yarışlarda arkadaşlarının küçük takımlarında dizginlemeye çalıştı ve bu sırada AC Cobra’nın tasarımlarını da kafasında canlandırma imkanı oldu. Maserati macerasından sonra Austin Healey’siyle Bonneville’de hız rekoru kırdı, devamında ise Ferrari’nin koltuğuna oturma şansı yakaladı. Ferrari’yle de hız rekorları gelince adını duyurdu ve art arda iki sene yılın sürücüsü seçildi. Yarış kariyerini bitirdikten sonra kendi adı altında bir sürüş okulu açtı ve bunun ertesinde ise İngiliz AC şirketi ve Ford’dan alınan bir V8 ile adını tarihe kazıyan Cobra’yı yarattı. Cobra’dan sonrasını ise tarih yazdı, devamında Shelby Mustang’ler, GT40’lar ve Daytona Coupe’ler geldi. Carroll Shelby sürücü olarak başladığı otomotiv kariyerini üretici olarak devam ettirdi ve bir efsane olarak sonlandırdı.