CALL NINE ONE ONE

  • 155 SHARES

Porsche, otomotivde yenilikçiliğin özgünlük kaybolmadan da savunulabileceğini 911 ile tarihe yazdı. Ve bu dönüm noktası Porsche’nin bugüne taşıyacağı bir kültür yarattı.

Ferry Porsche 1950’lerin sonunda, şirketin artık yalnızca 356 ile yetinemeyecek kadar büyüdüğünün farkındaydı; Porsche’nin özündeki inovatif tarafın hatrına yeni bir fikir bulması gerekiyordu. Ferry’nin bu değişim isteğini Porsche’de herkes biliyordu, haliyle etrafta fikirler uçuşuyordu. Bunlardan biri, uzun senelerdir tasarım direktörü olarak Porsche’de görev alan Erwin Komenda’nınkiydi. Fakat önemli bir unsur vardı ki, 356’nın başarısında büyük rol oynayan Komenda’nın bakış açısı estetikten ziyade teknikti ve bu sebeple kreatif yönden tasarımları 356’dan kopabilecek orijinallikte değildi. Ferry Porsche, bu durumu o dönemde anlamıştı ve Komenda’nın yanında çalışmaya birkaç sene önce başlamış en büyük oğlu Ferdinand Alexander (Butzi), kendisinin ilgisini çekecek bir tasarım sunmayı başardığında, Komenda’dan tasarıma müdahale etmemesini istedi.

O günlerde Porsche, Reutter şirketini de bünyesine dahil etmişti. Reutter’ın da kendi tasarım departmanı vardı. Bu yüzden Ferry Porsche, Butzi’nin çizimini Reutter’in direktörü Herr Beierbach’la götürüp, styling’e hiç dokunmadan teknik çizimlerini yapıp yapamayacaklarını sordu. Reutter’den çıkan teknik çizimlerle birlikte Ferdinand Alexander’ın bu tasarımı, 911’in temeli olacaktı. Butzi, tasarımsal perspektifini “Yeni bir Porsche olmalıydı, eskisinden daha iyi veya daha kötü. Eskisiyle aynı mantıkta olması şart ama formu aynı olmak zorunda değil.” diyerek anlatıyordu. Ve neticede, 356’ya göre daha uzun, keskin ve iddialı bir formla yeni bir Porsche ortaya çıktı: 901. Ferdinand Alexander Porsche, çok genç yaşta, 1961’de henüz 28 yaşındayken Porsche’nin styling bölümünün başına geçmişti. Ama birkaç sene içerisinde, markanın çizgisini değiştirmeden bambaşka bir tasarım yaratmayı başararak, Porsche’nin gelecekte hiçbir şey kaybetmeyeceğini herkese ispatlamış oldu.

901’in şirket lügatındaki adı Typ 644 T8 idi. Aynı sene Porsche’de finans tarafındaki gelişmeler şirketin yeni ürünün zamanlaması konusunda şüpheye düşmesine sebep oldu. Bu yüzdendir ki, 901 tanıtıldıktan sonra 356 C bir yıl daha üretimde kaldı. 901’in ilk prototipi 1963’te Frankfurt’taki otomobil fuarında gösterildi. Dağıtılan broşürlerde 901’in tasarımsal teorisi şu sözlerle anlatılıyordu: “356’dan çok daha geniş ama bu dışardan pek anlaşılmıyor. Motoru zorlanmadan bugünün trafiğinin üstesinden gelebilir. Carrera’nın performansını gösteriyor; yani hafifliğin maksimum hıza kattığı ivmeye… Her şey bir yana bagaj bölümüne erişim çok kolay. Spor bir otomobilin yol tutuşuna sahip ama uzun seyahatlerdeki konfor ihtiyacını da karşılıyor.”

Böylece yarış motoru diye anılan Carrera, 901 ile daha sessiz bir çehreye bürünerek şehir yollarını da yaşam alanına katıp, her iki dünyaya da hitap edebilir olmuştu. 901’de teknik değişiklikler çok fazlaydı. Bunlardan pazarlamayla alakalı olanı ise, direksiyon dişlisinin otomobilin ortasına yerleştirilmesiydi. Bu sayede Porsche’nin direksiyonun yerini üretimden bağımsız değiştirebiliyordu; İngiltere ve Japonya marketleri de bundan sonra Porsche’nin ilgi alanındaydı.

Frankfurt’taki otomobil fuarında sarı renkteki ilk 901’in yanında 356 C coupé ve 356 C cabriolet yer alıyordu. Fuarın hemen ardından, alınan pozitif reaksiyonlardan mütevellit olmalı ki, fabrika kayıtlarına göre aynı sene üç 901 daha üretildi. Seri üretim ise bir sonraki sene, Eylül 1964’te başlatıldı. İlk üretilen 901 serisinin akabininde Porsche, 1964’teki Paris otomobil fuarına 901 ile katıldı. Ortaya sıfırın geldiği numaralandırmalara ait telif hakkı Peugeot’nun üzerinde olduğundan, Porsche 901’i modelini yeniden adlandırmak zorunda kaldı. Ve Porsche’nin yeni yüzü bundan böyle “911” idi. 901 ise, isim değişikliğinden evvel üretilen 82 adediyle, koleksiyonerlerin birer Porsche ikonasına dönüştü.